Akademik derece mi, akademik depresyon mu?

Research Policy dergisinde Mart 2017’de yayınlanan bir makale lisansüstü öğrencilerinin akıl sağlığına ilişkin çarpıcı bilgiler içeriyor. Çalışmaya göre, Belçika’daki doktora öğrencileri ülke genelindeki nüfus ve diğer yüksek öğrenim öğrencilerine kıyasla ciddi stres altında yaşıyorlar. Çalışmaya katılan 3659 doktora öğrencisinin yarısından fazlası son haftalarda akıl sağlığına ilişkin en az iki sorun yaşadıklarını belirtiyorlar. Yaklaşık üçte biri ise dört ya da daha fazla semptom gösterdiklerini söylüyorlar.

En sık tekrarlanan şikayetler ise sürekli gergin hissetme, mutsuzluk, endişe kaynaklı uyku sorunları ve tükenmişlik hissi. Araştırma, öğrencilerin hangi disiplinde çalıştıkları ile akıl sağlığı arasında bir ilişki tespit edilemediğini de söylüyor. Kısacası, söz konusu stres hem doğa bilimleri hem de beşeri bilimlerin ortak sorunu. Öğrenciler ev yaşamları ile iş yaşamları arasında bir denge kurma mücadelelerinin yanı sıra, aşırı iş yükünün söz konusu psikiyatrik semptomlarla sonuçlandığını belirtiyorlar.

Akademik üretimin niceliksel göstergelerle ölçüldüğü rekabet ortamı, güvencesiz çalışma koşulları ve aşırı iş yükünün sadece bilgi üretimini değil, aynı zamanda insan sağlığını tehdit eder hale geldiği bu bağlamda, yine bu blogda yer verilen Yavaş Akademi Manifestosu‘nu hatırlamakata büyük fayda var.

 

 

 

Yorum bırakın